İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2024 Aralık

İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler

🌍Better Cotton Özbekistan'da Sürdürülebilirlik İçin Yol Haritasını İmzaladı

Better Cotton, Özbekistan'daki tarım ve tekstil paydaşlarıyla birlikte, ülkenin sürdürülebilir pamuk üretimini hızlandırmayı hedefleyen stratejik bir yol haritasına destek verdiğini açıkladı. Bu küresel pamuk sürdürülebilirliği girişimi, başkent Taşkent'te hükümet, sivil toplum ve moda tedarik zinciri temsilcilerini bir araya getirerek anlaşmayı resmileştiren bir etkinlik düzenledi.

Yol Haritasının Ana Hedefleri

Yol haritası, sürdürülebilir pamuk üretimini teşvik etmek ve sektördeki engelleri ortadan kaldırmak amacıyla üç temel hedef belirliyor:

Stratejik iş birliği modeli oluşturmak ve yönetim, finansman ve uygulama sorumluluklarını tanımlamak,Program ortakları ve paydaşlarla etkin iş birliğini sağlamak,Ölçeklenebilirliği artırmak için ortak önlemler geliştirmek ve uygulamak. Tarım ve Tekstil İşbirliğinde Yeni Bir Adım

Yol haritası, Better Cotton'un Özbekistan Tarım Bakanlığı ve Tekstil ve Konfeksiyon Sanayi Birliği (Uztekstilprom) ile iş birliği yaparak çiftçi katılımını kolaylaştırmayı, saha düzeyinde desteği güçlendirmeyi ve hibe ile devlet sübvansiyonları yoluyla yatırım fırsatlarını artırmayı amaçlıyor. Bu kapsamda, bakanlık ve Uztekstilprom'a yönelik eğitim programları planlanıyor. Bu eğitimler, pamuk çiftçiliği topluluklarıyla daha etkin bir iş birliği yürütmelerini ve Better Cotton'un program ortaklığı gerekliliklerini karşılamalarını sağlayacak.

 

Yol haritası ayrıca şu stratejileri içeriyor:

Denetim yorgunluğunu azaltmak,Değerlendirme verilerinin akışını iyileştirmek,Tedarik zincirinde Better Cotton lifi işlemeye dair faydaları vurgulamak. Özbekistan ve Better Cotton'un Ortaklığı

Statista verilerine göre, Özbekistan, 2022-2023 döneminde yaklaşık 740.000 ton pamuk üreterek dünyanın en büyük pamuk üreticileri arasında yer aldı. Ülke, pamuk üretiminden hasatına ve işlenmesine kadar tüm süreçleri entegre eden “pamuk kümeleri” ile tanınıyor.

Better Cotton, 22 ülkede faaliyet gösteriyor ve küresel pamuk üretiminin %22'sini oluşturuyor. Özbekistan programı, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) sistematik çocuk ve zorla çalıştırma sorunlarının ortadan kaldırıldığını teyit etmesinin ardından 2022 yılında başlatıldı. Program ortakları, tarım topluluklarıyla saha düzeyinde çalışarak üretim süreçlerini Better Cotton'un altı ana standardına uygun hale getiriyor: yönetim, doğal kaynaklar, mahsul koruma, lif kalitesi, insan hakları ve sürdürülebilir geçim kaynakları.

Sertifikasyon Sürecinde Yeni Dönem

Better Cotton, Eylül ayında yaptığı açıklamada, programın denetim süreçlerindeki eksikliklere yönelik eleştirilerin ardından, üçüncü taraf doğrulama sistemine geçeceğini duyurdu. Bu değişiklik, değerlendirme ve sertifikasyon kararlarının bağımsız kuruluşlar tarafından yapılmasını sağlayarak sürecin güvenilirliğini artırmayı amaçlıyor.

🌍McKinsey'nin “The State of Fashion 2025” raporu yayında: Moda Sektörünü Bekleyen Yeni Dinamikler

2025 yılına girerken moda sektörü, küresel ekonomik belirsizlikler ve hızla değişen tüketici davranışlarının etkisiyle önemli zorluklarla karşı karşıya. McKinsey ve The Business of Fashion iş birliğiyle hazırlanan "State of Fashion 2025" raporu, sektördeki başlıca trendleri ve kritik odak alanlarını ortaya koyuyor.

Rapora göre, tüketici güveninin düşük seviyelerde seyretmesi harcamalarda fiyat odaklı bir yaklaşımı beraberinde getiriyor. Tüketiciler, aldıkları ürünlerde daha fazla değer arayışına girerken, markalar fiziksel mağazalar ve çevrimiçi alışveriş arasındaki sınırları bulanıklaştıran çok kanallı ticaret modellerine yöneliyor. Bu yeni düzen, müşteri memnuniyetine odaklanmayı ve fiyat-performans dengesini ön planda tutmayı gerektiriyor.

Raporda ticaretin jeopolitik sebeplerle yeniden yapılandırıldığı, yakın üretim (nearshoring) ve tedarik zinciri çeşitliliğinin öne çıktığı vurgulanmaktadır. Konu ile ilgili olarak, Türkiye ve Latin Amerika örnekleri yer almaktadır. Hindistan ve Japonya gibi ülkeler, moda endüstrisinin büyümesinde önemli bir rol oynuyor. Hindistan'ın genişleyen orta sınıfı ve Japonya'nın lüks tüketim potansiyeli, bu bölgelerde yerelleştirilmiş stratejilerin uygulanmasını zorunlu kılıyor. Çin'deki ekonomik yavaşlamanın etkisiyle, markalar daha geniş bir Asya perspektifiyle hareket ediyor.

Raporda, sürdürülebilirliğin sektördeki en önemli gündem maddelerinden biri olduğu belirtiliyor. Düşük büyüme oranları nedeniyle bazı markalar çevresel hedeflerini geri plana atsa da, güçlü tedarik zincirleri ve etkin stok yönetimi bu alandaki sorunları çözmek için anahtar rol oynuyor. "Sürdürülebilirlik kolektifi" olarak tanımlanan iş birlikleri, markaların karbon ayak izini azaltırken tüketici güvenini güçlendirmesini sağlıyor.

Z kuşağı için yapay zeka destekli ürün keşfi ve kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri büyük önem taşırken, 50 yaş üstü tüketiciler (Gümüş Nesil) artan harcama gücüyle sektörün odağına yerleşiyor. Bu tüketici grubu, değer odaklı bir tüketim anlayışıyla konfor ve fonksiyonelliği ön planda tutuyor. Markalar, bu iki farklı segmenti hedefleyen kişiselleştirilmiş hizmetler ve ürün stratejileri geliştirmek zorunda.

Spor giyim, estetik, işlevsellik ve konforu birleştiren "athleisure" trendiyle en hızlı büyüyen segmentlerden biri olmaya devam ediyor. Bunun yanında, mağaza içi alışveriş deneyimi ve satış personeliyle kurulan kişisel bağ, dijitalleşmenin yükselişine rağmen müşteri sadakati açısından önemini koruyor. Moda sektörü, değişen pazar dinamiklerine hızlı bir şekilde uyum sağlamak ve tüketici ihtiyaçlarını anlamak için teknolojik yeniliklere yatırım yapıyor. Tedarik zincirinden satış deneyimine kadar her aşamada yenilikçi çözümler, sektörün gelecekteki başarısında kritik bir rol oynuyor.

Detaylar ve raporun tamamı için tıklayınız.

🌍Sürdürülebilir Büyümede Dünyanın En İyi Şirketleri Sıralamasında Mavi 8. Sırada

Time dergisi ve Statista'nın ortak çalışmasıyla büyümeyi çevresel sorumlulukla birleştiren en iyi 500 şirket belirlenmiş olup, Türkiye'den üç şirket yer alırken (Mavi, Yünsa, Akiş GYO) Mavi 8. Sırada kendine yer buldu.

Her yıl binlerce şirket, iklim değişikliği konusunda samimi olduklarını kanıtlamak için kurumsal sürdürülebilirlik raporları hazırlıyor. Gerçekten öne çıkan şirketleri anlamak üzere Time ve Statista yeni bir metodoloji geliştirilirken, buna göre yüksek gelir büyümesi ve sektör ortalamalarına göre kârlılığın yanı sıra şirketlerin alışılmadık derecede düşük karbon ayak izine, düşük su tüketimi ile atık üretim oranlarına ve yüksek yeşil enerji kullanımına sahip olması gerekiyor.

Yayınlanan listede yer alan 500 şirketin yarısı, Dünyanın en iyi şirketleri, dünyanın en sürdürülebilir şirketleri ve Amerika'nın en iyi orta ölçekli şirketleri listelerinde yer almazken, Apple, Amazon, Microsoft, Toyota gibi çok sayıda küresel dev şirket, yeterince finansal büyüme sağlayamamaları veya analiz edilen dönemde (2021-2023) çevresel etkilerinin çok büyük olmasından dolayı hazırlanan listede yer almadılar.

Listede yer alan şirketlerden sadece 117'si ve ilk 20'deki yalnızca 7 şirket ABD menşeili iken, yenilenebilir enerjiye odaklanan şirketler üst sıralarda yer aldılar. Bu liste, her boyuttan ve neredeyse her sektörden şirketin sürdürülebilirliği benimseyerek büyük bir büyüme kaydedebileceğini kanıtlıyor. Mastercard (10. sırada), Visa (12. sırada), BMW Group (253. sırada) ve Coca-Cola (325. sırada) gibi birkaç mavi çipli dev listeye girmeyi başardı, ancak yıllık geliri 1 milyar ila 10 milyar dolar arasında olan orta ölçekli şirketler listenin yaklaşık %70'ini oluşturuyor.

https://time.com/collection/worlds-best-companies-sustainable-growth-2025/

🌍ETI İstihdam Hakları Yasa Tasarısını memnuniyetle karşıladı

İngiltere'deki İstihdam Hakları Yasa Tasarısı, parlamentoda Komite aşamasına ulaştı. Etik Ticaret Girişimi – ETI, söz konusu yasa tasarısının ETI Temel Koduna ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü – ILO standartlarına uygun olan sendika haklarıyla ilgili olan hükümlerini memnuniyetle karşıladığını duyurdu.

Şirketler, STK'lar ve sendikalardan oluşan üçlü bir organizasyon olan ETI'den yapılan açıklamada tasarının Gangmasters, İşgücü İstismarı Kurumu ve İşgücü Piyasası Uygulama Direktörlüğünü bir araya getirerek, işçi haklarını ve korumalarını uygulama yetkisine sahip tek bir 'Adil Çalışma Ajansı' oluşturma planının olumlu karşılandığı belirtilirken ETI İcra Direktörü Giles Boton da birlikte, sorumlu iş uygulamaları konusunda iş birliğine dayalı eylemleri teşvik etmeye devam edeceklerini kaydetti.

🌍Japonya Sera Gazı Emisyonlarını 2035 yılına kadar 2013 seviyesine kıyasla %60 azaltmayı hedefliyor

Japonya'nın çevre ve sanayi bakanlıkları, sera gazı emisyonlarını 2030'da %46 azaltma hedefinin üzerine çıkarak 2035 yılı itibariyle 2013 seviyesinin %60'ı kadar azaltma hedefini açıkladı. Bu karar Paris İklim Anlaşması kapsamında Biden yönetiminin sera gazı emisyonlarını 2035 yılına kadar %61-66 arası düşürme kararını takip ederken, bu yeni hedefin Donald Trump ABD federal politikalarını tersine çevirse bile ulaşılabilir olduğu belirtiliyor.

Bu plan, Japonya'nın 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşma yolunda atılmış bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak, çevre aktivistleri ve bazı politikacılar, bu hedefin dünyanın beşinci büyük karbon salıcısı ülke olan Japonya için yetersiz olduğunu ve küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 1,5 santigrat derece üzerinde sınırlamak için gerekli olan azaltma oranlarına ulaşmadığını savunuyorlar.

Japonya, küresel ısınmaya karşı uluslararası mücadele sürecinin bir parçası olarak, gözden geçirilmiş hedefini "Ulusal Katkı Beyanı" (Nationally Determined Contribution - NDC) adıyla Şubat ayında Birleşmiş Milletler'e sunmayı planlıyor. Bu süreç, kamuoyunun görüşüne başvurulmasının ardından gerçekleşecek. Ayrıca, ülkenin revize edilmiş temel enerji planı ve "Yeşil Dönüşüm (GX) 2040 vizyonu" ile uyumlu bir strateji izlenmesi öngörülüyor.

Paris Anlaşması kapsamında, ülkelerin Şubat ayına kadar Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne yeni ve daha güçlü iklim eylem planları sunmaları gerekiyor.

🌍2024'te Modada Sürdürülebilirliğe Doğru Adımlar

Moda sektörü hızla gelişiyor; tasarımcılar ve markalar hem çevreye hem de toplumsal eşitliğe öncelik veren sürdürülebilir uygulamaları giderek daha fazla benimsiyor. 2024 yılı, sektörün sürdürülebilirliğe, kapsayıcılığa ve iklim değişikliği ile sosyal eşitsizlikler üzerindeki etkisini ele almayı amaçlayan yenilikçi stratejilere doğru daha fazla yöneldiğine tanık oldu.

Giyim sektörü, küresel karbon emisyonlarının yaklaşık %10'unu oluşturarak çevresel bozulmaya önemli ölçüde neden olurken, örneğin, tek bir pamuklu tişört üretimi yaklaşık 2.700 litre su tüketiyor ve bu, kitlesel pazara yönelik giyimle ilişkili sürdürülemez uygulamaları açıkça gösteriyor.

Aşağıda 2024 yılında dünyada modada sürdürülebilirliğe doğru atılan adımlar özetlenmektedir:

2024'te Moda: Değişim ve Dönüşüm: Moda sektörü, çevresel ve sosyal eşitliği ön planda tutan sürdürülebilir uygulamaları benimsemeye başlıyor. Tüketici taleplerindeki değişimler, şeffaflık ihtiyacı ve sürdürülebilir politikaların önemi, markaları bu yeni dünya düzenine uyum sağlamaya zorluyor.

Tüketici Talepleri: 2024 yılında, sürdürülebilir moda için tüketici talebi büyük bir değişim gösterdi. Günümüz alışverişçileri artık sadece en son trendlere ilgi duymuyor; kıyafet seçimlerinin çevresel ve etik sonuçlarının daha fazla farkında oluyor. Mintel İngiltere Moda ve Sürdürülebilirlik Raporu'na göre, Britanyalıların %57'si artık moda satın alımlarında sürdürülebilirliği önceliklendiriyor.

Döngüsel Moda: 2024'te döngüsel moda daha fazla ivme kazanırken, büyük markaların %45'i tekstilden tekstile geri dönüşüm için aktif olarak çözümler geliştirdiğini belirtiyor. Bu, geleneksel “al-yap-at” modelinden, ürünlerin ve malzemelerin mümkün olduğunca uzun süre kullanımda tutulduğu daha sürdürülebilir bir yaklaşıma geçişi temsil ediyor.

Kiralama ve İkinci El Moda: 2024'te giyim kiralama piyasası büyümeye devam ediyor ve tüketicilere sahip olma taahhüdü olmadan kaliteli moda ürünlerine erişim sağlıyor. Ayrıca, ikinci el moda platformları, kullanıcıların kullanılmış kıyafet ve aksesuarları satın alıp satmalarına olanak tanıyor ve bu, geri dönüşümü teşvik ediyor.

Şeffaflık: 2024 yılında, moda endüstrisinde şeffaflık ve etik uygulamalara olan talep artıyor. Bugünün tüketicileri, yalnızca kaliteli ürünler sunan değil, aynı zamanda etik standartlara bağlı kalan markaları tercih ediyor. Ankete göre, milenyum neslinin %73'ü, sürdürülebilir markalardan gelen ürünlere daha fazla harcama yapmaya istekli.

Politika Değişiklikleri: 2024 yılında, AB'nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Yönergesi (CS3D) gibi önemli politika değişiklikleri uygulandı. Bu direktif, büyük şirketlerin insan hakları ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri önlemek için kapsamlı prosedürler geliştirmesini zorunlu kılıyor.

Teknoloji ve Moda: 2024'te sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) moda deneyimlerine entegre ediliyor. Örneğin, Balenciaga'nın bir uygulaması, kullanıcıların koleksiyonları VR ortamında deneyimlemesine olanak tanıyor. Ayrıca, 3D baskı teknolojisiyle özelleştirilebilir, sürdürülebilir tasarımlar yaratılmaya başlandı.

Yeni Malzemeler: Markalar, sürdürülebilir alternatifler arayışında yenilikçi malzemelere yöneliyor. Doğal kolajenden üretilen ve ölçeklenebilir ilk biyomalzeme olan Oval, moda endüstrisinde büyük yankı uyandırdı.

Moda Haftaları: 2024 moda haftaları, kapsayıcılık, çeşitlilik ve yenilikçi iş birliklerini sergileyen önemli platformlar haline geldi. Örneğin, Paris Moda Haftası, sürdürülebilir malzemeleri ve farklı kültürel etkileri ön plana çıkardı.