İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2025 Aralık
İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler
🌍Avrupa Parlamentosu, AB ormansızlaşma kurallarının hafifletilmesi ve 1 yıl ertelenmesi konusunda anlaştı
Avrupa Parlamentosu Avrupa Birliği'nin ormansızlaşma yasasının yürürlüğe girmesinin bir yıl ertelenmesi yönünde oy kullandı. Avrupa Parlamentosu'ndan yapılan açıklamada, şirketlerin ormansızlaşmayı önlemek için yeni AB kurallarına uymaları için bir yıl daha süre tanınacağı belirtildi.
Büyük işletmeciler ve tüccarlar 30 Aralık 2026'dan, mikro ve küçük işletmeler ise 30 Haziran 2027'den itibaren bu yönetmeliğin yükümlülüklerine uymak zorunda olacak.
Ormanların yok edilmesine ilişkin yönetmelik, sığır, kakao, kahve, yağ palmiyesi, kauçuk, soya ve odun gibi emtiaların, çıkarımının ormanların yok edilmesine veya ormanların bozulmasına katkıda bulunması durumunda ithalatını yasaklıyor.
Başlangıçta 30 Aralık 2024'te yürürlüğe girmesi planlanan anlaşmanın ardından Avrupa Komisyonu tarafından 12 aylık bir erteleme önerilmiş, Konsey ve Avrupa Parlamentosu da geçen yıl bu öneriyi onaylamıştı.
Komisyon daha sonra, etkilenen işletmeler tarafından sunulan gerekli özeni gösterme beyanlarının işlenmesinde kullanılan BT sistemindeki teknik sorunları gerekçe göstererek başvurusunun bir yıl daha ertelenmesini önerdi.
AB büyükelçileri, 19 Kasım'daki görüşmelerde gecikmeyi desteklemiş ve gerekli özeni gösterme şartlarını yumuşatmak ve şirketler üzerindeki yükü azaltmak için bazı değişiklikler önermişti.
Yalnızca bir ürünü piyasaya ilk kez sunan işletmeciler, gerekli durum tespiti belgesini sunmaktan sorumlu olacak. Bu sayede, alt kademe işletmecileri ve tüccarları ayrı durum tespiti beyanları sunma zorunluluğundan etkili bir şekilde kurtarılmış olacaklar. Mikro ve küçük ölçekli birincil işletmeciler için artık yalnızca tek seferlik basitleştirilmiş bir beyanname bekleniyor.
Yeni metinde, yasanın etkisi ve idari yükünün değerlendirilmesi için 30 Nisan 2026 tarihine kadar bir inceleme yapılması da yer alırken, Avrupa Parlamentosu üyeleri, kitap, gazete ve basım endüstrisinin diğer ürünlerinin raporlama gerekliliklerinden hariç tutulması yönünde oy kullandı.
🌍İtalya, Ulusal Tekstil EPR'ının 2026'da Başlatılmasını Hedefliyor
İtalya Çevre Bakanlığı, 2026'nın ilk çeyreğine kadar tekstil ürünleri için Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR) mevzuatını yürürlüğe koymayı taahhüt etti. Çevre ve Enerji Güvenliği Bakanlığı (MASE) Sürdürülebilir Kalkınma Dairesi Başkanı Laura D'Aprile tarafından duyurulan gelişme ülkenin tekstil endüstrisinde daha dairesel ve sürdürülebilir bir ekonomik geçişe doğru atılmış önemli bir adımı temsil ediyor.
Bakanlık, bu yılın başlarında giyim, ayakkabı, aksesuar, deri ürünleri ve ev tekstili dahil olmak üzere tekstil ürünlerine yönelik taslak yönetmelik hakkında kamuoyu istişaresini başlattı. Bakanlık ayrıca, ilgili paydaşları düzenli bir koordinasyon grubunda bir araya getirmeyi hedefliyor.
Avrupa tekstil sektöründe EPR uygulamasında İtalya'yı lider konuma getirmeyi amaçlayan düzenleme, üreticiler, geri dönüşümcüler ve politika yapıcılar arasında iş birliği gerektirecek.
EPR sistemi hayata geçtiğinde, üreticiler ürünlerinin kullanım ömrü sonu süreçlerinden daha fazla sorumlu tutulacak, toplama, ayırma, yeniden kullanma ve geri dönüşüm faaliyetlerine aktif olarak katkıda bulunacaklar. Sistem ayrıca, üreticilere daha sürdürülebilir ürünler tasarlamaları için finansal teşvikler de sağlayacak.
Yeni düzenleme yalnızca doğrudan üreticileri değil, ithalatçıları, perakendecileri, markaları ve e-ticaret şirketlerini de kapsayacak ve geniş bir etki yaratacak. Yasa yürürlüğe girdiğinde, İtalya'daki tüm paydaşların yeni gerekliliklere uyması ve iş modellerini yeniden değerlendirmesi gerekecek. Düzenleme, tekstil ekosisteminde şeffaflığı, hesap verebilirliği ve inovasyonu teşvik ederken çevresel sorumluluğu da artıracak.
🌍AB Parlamentosu, AB dışı e-ticaret platformlarına sıkı gümrük kontrolleri istiyor
Avrupa Parlamentosu, Fransa'da Shein'in pazar yerinde uygunsuz oyuncak bebekler ve silahların satışını ortaya çıkaran skandalın ardından, AB üyesi olmayan ülkelerdeki e-ticaret platformlarına yönelik daha sıkı denetimler ve gerekirse geçici kapatma önlemleri çağrısında bulundu. Milletvekilleri, çevrimiçi satışların izlenmesindeki sistemsel eksikliklere ve AB genelinde tüketici ile çocuk güvenliği açısından büyük risklere dikkat çekerek, el kaldırma yöntemi ile bir kararı kabul etti.
Parlamento, yaşanan skandalı mevcut kuralların yetersiz uygulanmasına bağlıyor ve Avrupa Komisyonu ile üye devletleri Dijital Hizmetler Yasası (DSA) ve Genel Ürün Güvenliği Tüzüğünün tartışılmasından çıkıp sıkı bir şekilde uygulanmasına geçmeye çağırıyor. Parlamento, olayı AB hukukunun ciddi bir ihlali olarak değerlendiriyor ve müdahaledeki gecikmelerin tüketicileri yasa dışı ve güvensiz ürünlerle karşı karşıya bıraktığını vurguluyor.
Avrupa Parlamentosu üyeleri (AP milletvekilleri), aylarca hatta yıllarca sürebilen yavaş AB soruşturmalarını eleştirerek, Shein, Temu, AliExpress ve Wish gibi platformların AB yasalarını tekrarlayan şekilde ihlal etmeleri hâlinde geçici olarak askıya alınmaları gerektiğini savundu. Parlamentonun basın açıklamasına göre, milletvekilleri bu tür platformların geçici olarak kapatılmasının artık “son çare” olarak görülmemesi, aksine ciddi veya sistematik ihlal durumlarında proaktif şekilde uygulanması gerektiğini belirtti.
Milletvekilleri, düşük maliyetli platformlardan AB'ye giren uyumsuz paket hacminin yüksekliğinden endişe duyduklarını ifade etti. Bu platformların iş modellerinin aşırı tüketime, düşük ücretli emeğe, güvensiz ürünlere, tasarımcıların çalışmalarının kopyalanmasına ve artan tekstil atıklarına yol açtığını ileri sürdüler. Bu duruma karşılık Parlamento; gümrük ve piyasa gözetim otoriteleri için belirgin bütçe artışları talep etti ve denetim maliyetlerini karşılamak üzere AB çapında uyumlu bir işlem ücreti uygulanmasını önerdi.
Karar ayrıca, daha sert yaptırımlar, güncellenmiş Birlik Gümrük Kodu'nun daha hızlı uygulanması ve AB pazarına giren uyumsuz ürünlerden platformların sorumlu tutulmasını sağlayacak yeni düzenleyici yükümlülükler çağrısında bulunuyor.
🌍AB Konseyi ve Parlamento, yenilenen GTS düzenlemesi üzerinde anlaşmaya vardı
Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği'nin (AB) gelişmekte olan ülkelere ticari tercih tanıdığı Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GSP) düzenlemesinin revize edilmiş hâli üzerinde geçici bir anlaşmaya vardı.
Yeni çerçeve, mevcut sisteme; insan haklarına ve çevreye saygı konusunda daha güçlü bağlar, düzenlemenin daha iyi izlenmesi ve daha fazla şeffaflık gibi iyileştirmeler ekliyor.
Konsey'in talebi doğrultusunda, yararlanıcı ülkelere tanınan ticari tercihlerin, bu ülkelerin AB'de yasa dışı olarak bulunan kendi vatandaşlarının geri kabulü ve göç yönetimiyle ilgili iş birliği düzeyine bağlandığı yeni bir mekanizma getiriliyor. Geçici anlaşmanın temel unsurları arasında geri kabul şartı ve hassas ithalatlar için koruma mekanizmaları bulunuyor.
Revize edilen GTS çerçevesi, mevcut sistemdeki üç ana destek ayağını — standart GTS, GTS+ ve Silahlar Hariç Her Şey (EBA) — koruyor, ancak bunlara çeşitli iyileştirmeler ekliyor.
Bu iyileştirmeler arasında;
insan ve işçi haklarına ilişkin daha fazla uluslararası sözleşmeye uyum,bu sözleşmelerin ilkelerinin ihlal edilmesi durumunda tercihlerin hızla geri çekilebilmesi için acil durum prosedürü,iklim değişikliği ve çevre koruma ile ilgili sözleşmelerin ilkelerinin ciddi ve sistematik biçimde ihlal edilmesi durumunda GTS faydalarının geri çekilebilmesi yer alıyor.
Önümüzdeki on yıl içinde En Az Gelişmiş Ülke (LDC) statüsünden çıkacak ve şu anda EBA kapsamında en geniş AB desteğini alan ülkeler, güçlü sürdürülebilirlik standartlarına uyma taahhüdünde bulundukları sürece GTS+ yoluyla yine geniş tercihli tarifelerden faydalanabilecek.
Standart GTS ülkeleri için geçerli olan ve belirli bir sektördeki ithalat payının aşılması hâlinde geçici olarak tercihlerin kaybedilmesine yol açan eşik, mevcut %57'den %47'ye düşürülecek. Amaç, tercihleri daha az rekabetçi ürünlere daha doğru yönlendirmek ve özellikle LDC'ler olmak üzere diğer GTS yararlanıcılarına daha fazla fırsat yaratmak.
Revizyon ayrıca, menşe kurallarının kümülasyonunun, talep eden ülkenin kalkınma, finansman ve ticaret ihtiyaçlarına uygun olmasını sağlayacak özel bir süreç getiriyor.
Yeni kurallar, GTS+ taahhütlerinin izlenmesini ve uygulanmasını da güçlendiriyor.
Göç konusunda daha adil ve etkili bir yaklaşım oluşturma çalışmalarının bir parçası olarak, yasama organları, bir yararlanıcı ülke kendi vatandaşlarının geri kabulünde AB ile iş birliği yapmazsa, GTS tercihleri geri çekilebilecek konusunda da anlaşmaya vardı.
Bundan böyle Komisyon, geri kabul yükümlülüklerine uyumu denetleyecek ve gereken durumlarda harekete geçme yetkisine sahip olacak. Şeffaflığın sağlanması için Komisyon, bu tür kararlar alındığında Parlamento ve Konsey'i bilgilendirmek zorunda olacak.
Anlaşma ayrıca, yararlanıcı bir ülkeden yapılan ithalatın ani ve önemli artış göstermesi hâlinde, AB üreticilerini korumak amacıyla gümrük vergilerinin yeniden uygulanmasına olanak tanıyan hükümler içeriyor.
Anlaşma, özellikle tekstil ve etanol ithalatına ilişkin koruma önlemlerine odaklanıyor. Bu koruma önlemleri GTS ve GTS+ ülkeleri için geçerli olacak, ancak EBA ülkeleri için uygulanmayacak.
Buna ek olarak, bu koruma önlemleri yalnızca söz konusu ülkeden gelen ürün ithalatının, ilgili ürünün toplam AB ithalat değerinin %6'sını ve tüm GTS yararlanıcılarından yapılan ithalatın %47'sini aşması hâlinde devreye girecek.
Geçici anlaşma, resmen kabul edilmeden önce Konsey ve Parlamento tarafından onaylanacak. Yasa 1 Ocak 2027'den itibaren uygulanacak.
🌍AGOA Anlaşması Uzatma Tasarısı, Güney Afrika'yı AGOA'dan Çıkarmayı Amaçlıyor
Afrika Büyüme ve Fırsat Yasası (AGOA), Eylül ayında sona erdi ve 32 Sahra Altı Afrika ülkesine, binlerce üründen oluşan geniş bir yelpazede ABD pazarına gümrüksüz erişim sağlayan çeyrek asırlık bir ticaret tercihi programı sonlandırıldı. Fakat ABD'li senatör John Kennedy (R-La.) programın uzatılması için bir yasa tasarısı sundu. Senatör, "AGOA 2.0" planını, programın sona erdiği gün olan 30 Eylül'de tanıttı; ancak yasa tasarısıyla ilgili haberler Ticaret, Sanayi ve Rekabet Bakanlığı tarafından Salı gününe kadar açıklanmadı.
Kennedy'nin tasarısı, onlarca yıllık orijinal yasada bazı önemli değişiklikler içeriyor. AGOA Uzatma ve İkili Etkileşim Yasası, ABD'nin ekonomik ve dış politika çıkarlarını iki yıl boyunca destekleyen ülkelere öncelik verecek; Kennedy, Çin'in Afrika'daki artan etkisi göz önüne alındığında bunun bir zorunluluk olduğunu söylerken, Çin'in kendi nüfuzunu artırmak için Afrika'yı kullandığını, bölgedeki ilişkileri yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini kaydederken, Güney Afrika'nın da BRICS İttifakı'nın kurucu üyesi olması nedeniyle programa erişimini iptal eden bir de özel hüküm ekledi.
BRICS, uzun zamandır Trump'ın öfkesinin hedefi konumunda, çünkü oluşumun hedeflerini Amerikan çıkarları için tehdit olarak görüyor. Grup geçmişte, örneğin Amerikan dolarına bağımlılığı azaltacak bir sınır ötesi ödeme sistemi olan BRICS Pay'i geliştirme fikrini ortaya atmıştı. Trump ve kabinesi, Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde düzenlenen G20 Zirvesi'ni de diğer nedenlerin yanı sıra Güney Afrika'nın beyaz Afrikalı azınlıklara zulmettiği iddiaları nedeniyle boykot etmişti.
Yasa tasarısının diğer hükümleri arasında, belirli AGOA ülkeleriyle ikili ticaret anlaşmalarının müzakere edilmesi için yeni bir strateji oluşturulması zorunluluğu; yönetim, hukukun üstünlüğü, insan hakları, yolsuzluk ve açık pazarlar hakkında daha net uygunluk kriterleri ve Çin'in Afrika'daki nüfuzunun engellenmesi yer alıyor.
🌍Fransa Hükümeti 3 Ay Boyunca Shein'in Yasaklanmasını Talep Ediyor
Fransa Maliye Bakanlığı Parisli bir yargıçtan e-ticaret devi Shein'in Fransız pazaryerinin üç ay süreyle askıya alınmasını isteyeceğini söyledi. Yargılama süreçlerini önceliklendirmeyi amaçlayan hızlandırılmış bir yargı sürecinin parçası olarak başlatılan duruşmaya hem Shein hem de Avrupa web sitelerini ve uygulamalarını işleten Dublin merkezli şirket Infinited Styles Services Co.'nun avukatları katılacak.
Hükümet ayrıca, Shein'in internet sitesine erişimi engellemeleri talebiyle internet servis sağlayıcıları Bouygues Telecom, Free, Orange ve SFR'yi de duruşmaya çağırdı.
Başbakan Sébastien Lecornu'nun yönetimindeki Fransız yetkililer, oyuncak bebeklerin ve silahların bulunmasının yanı sıra Shein'in Paris'teki BHV Marais'te ilk kalıcı fiziksel karakolunun açılmasının bu ayın başlarında haberlerde yer alması üzerine, başlangıçta Çin merkezli firmanın web sitesini askıya alma yönünde hareket etmişti, ancak Shein'in yasadışı ürünleri platformundan kaldırmasının ardından bu karar hafifletilmişti.
Rekabet, Tüketici İşleri ve Sahtecilik Kontrol Genel Müdürlüğü (DGCCRF) yaptığı açıklamada, operasyonun Shein tarafından gönderilen her 10 üründen sekizinin yönetmeliklere uygun olmadığını ortaya koyduğunu, kaçak mallar arasında yetkisiz kozmetikler, tehlikeli oyuncaklar ve arızalı ev aletleri yer aldığını belirtti.
Shein bu hafta, ürün listeleme kısıtlamalarından kaçınmayı daha da önlemek için anahtar kelime kara listesini güçlendirme ve Shein'in devam eden iç denetiminden elde edilen bulguları incelemek, düzeltici önlemler önermek ve düzenleyiciler ve diğer paydaşlarla koordinasyon sağlamak üzere departmanlar arası bir pazar yeri bütünlüğü görev gücü oluşturma gibi yeni "geliştirilmiş" kontrol önlemlerini uygulamaya koyarken, tüm yetişkin ürünleri kategorisini geçici olarak listeden çıkardığını söyledi.
DGCCRF sözcüsü, Paris savcılarının ayrıca AliExpress ve Joom'un çocuk seks bebekleri satması, Amazon, Temu ve Wish'in ise küçük yaştakilere yönelik etkili filtreleme önlemleri olmaksızın pornografik içerik dağıtması nedeniyle soruşturma başlattığını söyledi.
Tüm bunlar, binlerce Fransız perakendeciden oluşan bir koalisyonun, Shein'e haksız rekabet olarak nitelendirdiği gerekçesiyle toplu dava açmasının ardından geldi. 12 federasyon ve 100 büyük marka, müşterileri çalmak için "yanıltıcı ticari uygulamalar" ve "ürün uygunluk ve güvenlik yükümlülüklerinin ihlali" nedeniyle şirketten 3 milyar avroya kadar, yani 3,5 milyar dolara eşdeğer tazminat talep ediyor.
Perakendeciler, Shein'in kapatılmasının, Fransa'nın "Fransa'da yasaları ihlal ederek, küçükleri, tüketicileri ve çevreyi tehlikeye atarak ticari platformların gelişmesine müsamaha göstermeyeceğini" göstereceğini söyledi.
🌍ABD'li Senatör Shein ve Temu'nun Federal Soruşturmalarla Soruşturulmasını İstedi
ABD'nin Arkansas Eyaletinden Cumhuriyetçi Senatör Tom Cotton, ABD Adalet ve İç Güvenlik Bakanlıklarına gönderdiği mektupla Çinli şirketler hakkında iddia edilen geniş çaplı fikri mülkiyet hırsızlığı ve sahtecilik iddialarının soruşturmasını istedi.
Cotton, mektupta, 800 doların altında değere sahip paketlerin doğrudan alıcılara gönderilmesine izin veren gümrüksüz satış uygulamasının sona ermesinin Shein ve Temu'yu iş modellerini değiştirmeye zorladığını söylerken, bu şirketlerin ABD depolarında ve dağıtım merkezlerinde büyük miktarda stoğu olduğunu, malların limandan geçmediğini ve ABD'nin yetki alanı olan topraklarda bulunduğunu ifade ederken, Teksas Başsavcısı Ken Paxton ise Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Shein'in etik olmayan çalışma uygulamaları ve güvenli olmayan tüketici ürünlerinin satışıyla ilgili eyalet yasalarını ihlal edip etmediğini araştırdığını söyledi.
Shein ve Temu'nun her iki şirketin de bölgede popülerlik kazanmasına yardımcı olan De Minimis muafiyetinin sonlanmasının ardından gelen inceleme talebine karşılık Shein, tedarikçilerinden ürünlerinin bir markanın fikri mülkiyet haklarını ihlal etmediğini ve sahte olmadığını onaylamalarını talep ettiğini söyledi.
🌍Textile Exchange, iklim ve doğa eylemi için iki kademeli model üyelik başlattı
Textile Exchange, tekstil sektöründe iklim ve doğa sorunlarına yanıt veren kuruluşları desteklemeyi amaçlayan iki kademeli bir model sunarak üyelik yapısını değiştiriyor.
Üyeleri arasında markalar, perakendeciler, tedarikçiler, üreticiler, danışmanlık şirketleri, STK'lar ve diğerleri olmak üzere 700'den fazla kuruluşun bulunduğu küresel kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Textile Exchange, uygulamanın bir parçası olarak aşamalı bir geçiş uygulayacak. Yeni “eylem odaklı, etki odaklı model” kapsamında kuruluşlar Topluluk Grubuna veya Eylem Grubuna geçecek.
Topluluk Grubu: Bu model, doğrudan hammadde tedariki veya üretimiyle ilgilenmeyen ancak sürdürülebilirlik bilgisini genişletmek ve sektör içinde uzmanlık paylaşımı yapmak isteyen kuruluşlar için tasarlanmıştır. Textile Exchange'e göre bu grup, kendi başına malzeme üretmeyen veya tedarik etmeyen 1-3. kademedeki akademisyenler, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, çözüm sağlayıcılar, danışmanlık şirketleri ve tedarik zinciri ortaklarına yöneliktir.
Üyeler, sektör uzmanları tarafından geliştirilen profesyonellerden oluşan bir ağa, bilgi paylaşım oturumlarına, etkinliklere ve araçlara erişebiliyorlar. Bu seçenek, kuruluşun mevcut üyelik sistemine oldukça benziyor.
Eylem Grubu: Bu model, hammadde tedarikinde veya üretiminde doğrudan yer alan markaları, tedarikçileri ve üreticileri hedef alıyor. Üyelerin yapılandırılmış eylem yolları ve birleşik raporlama çerçevesi aracılığıyla ölçülebilir ilerleme kaydetmelerine yardımcı olmak üzere tasarlanıyor.
Katılımcılar uzman rehberliği alıp kolektif girişimlere ve atölyelere katılma fırsatlarına sahip oluyor. Eylem Grubu üyelerinin, ilerleme raporlaması ve en iyi uygulamaları doğrulayan sistemlerin kullanımı gibi adımlara bağlı kalmaları gerekiyor.
İki kademeli yapı, üretim sistemlerindeki değişikliklere yönelik çabaların koordine edilmesine yardımcı olacak tanımlanmış yollar, özel rehberlik ve araçlar sağlayarak sektördeki kuruluşların farklı gereksinimlerini karşılamak üzere tasarlanmış durumda. Bu revize edilmiş model, Textile Exchange'in 2030 yılına kadar olan beş yıllık stratejisiyle örtüşüyor.
🌍İngiltere'de De Minimis'in kaldırılmasının ertelenmesi önerildi
İngiltere Maliye Bakanı Rachel Reeves, De Minimis ticaret yardımının kaldırılmasını 2029'a ertelemeyi önerdi.
Birleşik Krallık'taki "de minimis" kuralı, denizaşırı perakendecilerin 135 sterlinden az değerdeki gönderiler için ithalat vergisi ödemek zorunda olmadığı anlamına geliyor. Bu değerin üzerindeki paketler %25'e varan gümrük vergilerine tabi oluyor. Mevcut tarife muafiyetini kullanarak her gün 1,6 milyondan fazla paket ülkeye giriyor.
Shein ve Temu gibi ultra hızlı moda firmalarının piyasayı ucuz ithalatlarla doldurarak kazanç sağladığını ve bunun sonucunda da eşit olmayan bir rekabet ortamı oluştuğunu söyleyen birçok İngiliz perakendeci için bu durum can sıkıcı bir durum.
The Times'ın haberine göre, incelemenin ardından İngiltere Hazine Bakanlığı, söz konusu faydanın en azından Mart 2029'dan önce kaldırılmayacağını açıkladı. Maliye Bakanı Reeves 'Britanya'nın ana caddelerini ve onları besleyen işletmeleri destekliyorum' derken yerel mağazaların yurtdışındaki satıcılarla adil bir şekilde rekabet edebilmesini ve Birleşik Krallık genelinde büyümeyi ve iyi istihdamı teşvik etmeye devam etmesini sağlamanın zamanı geldiğini söyledi. Fakat Reeves muafiyetin hemen kaldırılmasının sınırları tıkayıp markalar ve lojistik sağlayıcılar için kaos yaratabileceği endişesiyle, muafiyetin hemen kaldırılması yerine kademeli olarak kaldırılmasına karar verdi.
Maliye Bakanlığı düşük değerli ithalatlar için yeni gümrük düzenlemelerinin nasıl tasarlanıp uygulanacağına ilişkin bir istişare başlatmayı planlarken, ayrıntılı önerilerin ise önümüzdeki aylarda sunulması bekleniyor.
Karar sonrasında Bank & Vogue'un kurucusu ve Beyond Retro'nun kurucu ortağı Steven Bethell çağrıda bulunarak, ultra hızlı moda şirketlerinin İngiltere pazarını vergisiz, düzenlenmemiş ve sürdürülemez kıyafetlerle doldurmasına olanak tanıyan de minimis kuralının yıkıcı etkisini ele almak için derhal harekete geçilmesi gerektiğini söyledi. Rekabetin eşit şartlarda olması gerektiğini söyleyen Bethell, vergi ödeyen, kurallara uyan ve sürdürülebilir moda inovasyonuna yatırım yapanların açıkça dezavantajlı bir konumda olduğunu kaydetti. Bethell, bu süreçten herkesin olumsuz etkilendiğini, ekonomik ve sosyal zararın ötesinde, küresel ikinci el giyim ticaretini itibarsızlaştırmak için tasarlanmış kampanyaları finanse eden bazı ultra hızlı moda şirketlerinin yaydığı ikiyüzlülüğe ve yanlış bilgilere de dikkat çekiyor. Vergi ödemekten kaçınan şirketlerin, döngüsel ekonomiyi baltalamak için hayır kurumu kisvesi altında milyonlarca dolarlık lobi faaliyetlerini finanse etmesinin şok edici olduğunu söyleyen Bethell, işletmelere, hayır kurumlarına ve yardım etmek için var olan insanlara zarar verildiğini ifade etti.
🌍ABD Küresel Hazır Giyim Pazarında Lider Olsa da Çin ve Hindistan 2029'a kadar ABD'ye yaklaşacak
GlobalData tahminleri, ABD'nin küresel hazır giyim pazarında liderliğini koruduğunu, ancak Çin, Hindistan ve diğer önemli gelişmekte olan pazarlardaki daha hızlı büyümenin uzun vadeli talebi yeniden şekillendireceğini gösteriyor. GlobalData'nın " Çeyreklik Giyim Pazarı İncelemesi: 3. Çeyrek 2025 " raporuna göre, gelişmekte olan pazarların büyüme hızlarının artmasıyla birlikte küresel giyim talebinin önümüzdeki beş yıl içinde değişmesi bekleniyor.
ABD, 2029 yılına kadar dünyanın en büyük hazır giyim pazarı konumunu koruyacak ancak Çin, tüketici harcamalarındaki toparlanmayla aradaki farkı kapatıyor.
ABD'deki tarife belirsizlikleri ve Latin Amerika'daki ekonomik istikrarsızlık nedeniyle tüketici güveninin azalması nedeniyle 2025 yılında Amerika kıtasının en yavaş büyümeyi yaşaması bekleniyor.
ABD hazır giyim pazarının ise 2029 yılına kadar %2,1 bileşik yıllık büyüme oranıyla 644 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Ancak son dönemde uygulanan tarifeler markaların işletme maliyetlerini artırdı ve bu durum perakende fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Daha önce Shein ve Temu'dan yapılan düşük maliyetli ithalata fayda sağlayan de minimis kuralının kapatılmasının ardından, çevrimiçi büyüme 2025 yılında %1,1'de kalacak.
Çin ekonomisindeki toparlanma ve Filipinler ve Malezya gibi gelişmekte olan ülkelerdeki güçlü büyümenin etkisiyle Asya-Pasifik bölgesinde 2025 yılında hazır giyim pazarının %3,0 oranında büyümesi bekleniyor. Yükselen orta sınıf ve hızlı dijitalleşmenin de katkısıyla bölgenin 2024-2029 döneminde %2,6 bileşik yıllık büyüme oranıyla büyümesi öngörülüyor. Çin, 2024-2029 döneminde %2,8'lik biraz daha hızlı bir bileşik yıllık büyüme oranıyla büyüyecek. Bu durum, emlak kaynaklı yavaşlamanın ardından kademeli bir ekonomik toparlanma ile destekleniyor. Ancak, ABD ile yaşanan ticaret gerginliklerinin büyümeyi biraz yavaşlatması bekleniyor.
Tüketicilerin mağazalara geri dönmesi ve keyfi satın alımlar konusunda temkinli davranması nedeniyle, diğer bölgelerden farklı olarak çevrimiçi giyim 2025 yılında yalnızca %0,7 oranında büyüyecek.
Yükselen orta sınıf Hindistan'ın giyim patlamasını körüklüyor
Hindistan, dünyanın önde gelen pazarları arasında en güçlü performans gösteren ülke olarak öne çıkıyor. Hazır giyim sektörünün, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve artan orta sınıf harcama gücü sayesinde %3,3'lük bileşik yıllık büyüme oranıyla en hızlı büyümeyi kaydetmesi bekleniyor. Spektrumun diğer ucunda ise yaşlanan demografik yapının talebi etkilemesi nedeniyle Japonya'nın bu dönemde %0,6 oranında daralması bekleniyor.
Batı Avrupa'da ise durgunluk devam edecek; Almanya, İngiltere, İtalya ve Fransa'da ise ılımlı büyüme bekleniyor.
İngiltere pazarının 2025 yılında %0,7 küçülmesi bekleniyor. Ancak GlobalData, tüketici güveninin kademeli olarak iyileşmesiyle birlikte koşulların dördüncü çeyrekte istikrara kavuşacağını öngörüyor. Alışveriş yapanlar kolaylık ve değere öncelik vermeye devam ettikçe, çevrimiçi penetrasyonun %41'e yükselmesi bekleniyor.
Başlıca pazarların ötesinde, gelişmekte olan ekonomilerin en hızlı büyümeyi desteklemesi bekleniyor. Şili'nin 2029 yılına kadar %7,4 bileşik yıllık büyüme oranıyla küresel hazır giyim sektöründe büyümeye öncülük etmesi bekleniyor. Onu, artan harcanabilir gelirlerden ve perakende sektöründeki hızlı gelişimden faydalanan Suudi Arabistan, Romanya ve Bulgaristan takip ediyor.
🌍Yeni AB Biyoekonomi Stratejisi Sürdürülebilir Tekstil'e Destek Veriyor
Avrupa Komisyonu (EC), Avrupa ekonomisini yenilenebilir biyolojik kaynaklara doğru yönlendirmeyi ve fosil yakıt ithalatından uzaklaştırmayı amaçlayan Rekabetçi ve Sürdürülebilir AB Biyoekonomisi için yeni bir Stratejik Çerçeve sundu. 27 Kasım 2025 tarihinde başlatılan AB Biyoekonomi Stratejisi hem kara hem de deniz kaynaklarını kullanan ve kritik hammaddelere alternatifler sunan dairesel ve karbonsuzlaştırılmış bir ekonomik modeli desteklemeye yönelik planları ortaya koyuyor.
AB'deki biyoekonominin 2023 yılı değeri 2,7 trilyon avro (3,1 trilyon dolar) olarak hesaplanıyor ve 17,1 milyon kişiye istihdam sağlayarak bölgedeki işlerin yaklaşık %8'ini oluşturuyor. Biyoekonomide doğrudan yaratılan her bir işe karşılık, üç iş daha dolaylı olarak yaratılıyor.
Stratejinin bir parçası olarak Avrupa Komisyonu, tarım, ormancılık, balıkçılık, su ürünleri yetiştiriciliği, biyokütle işleme, biyolojik üretim ve biyoteknoloji alanlarında araştırmaların pratik çözümlere yol açması için inovasyonu ölçeklendirmeyi hedefliyor.
Plan, biyo-bazlı teknolojilere daha fazla kamu ve özel yatırım yapılmasını öngörüyor. Ayrıca, yatırıma hazır projeler oluşturmak ve özel sermayeyi teşvik etmek için bir Biyoekonomi Yatırım Dağıtım Grubu kurulmasını da öneriyor.
Avrupa Komisyonu, biyobazlı malzeme ve teknolojiler için yüksek potansiyele sahip birkaç önemli pazar belirlemiş durumda; bunlar arasında plastikler, elyaflar, tekstil ürünleri, kimyasallar, gübreler, bitki koruma ürünleri, inşaat malzemeleri, biyorafineriler ve ileri fermantasyon yer alıyor.
AB şirketlerini bir araya getirerek, bu on yılın sonuna kadar toplamda 10 milyar avro değerinde biyobazlı çözüm satın alma hedefiyle Biyobazlı Avrupa İttifakı kurulması öneriliyor. Sürdürülebilir biyokütle kaynakları, yeni çerçevenin önemli bir parçasını oluşturuyor. Avrupa Komisyonu, ormanların, toprakların, suyun ve ekosistemlerin sorumlu bir şekilde yönetilmesinin gerekliliğini vurguluyor. Girişimler, toprak sağlığını koruyan ve karbon tutucuları artıran çiftçileri ve ormancıları ödüllendirirken, biyokütlenin sürdürülebilir kullanımını da teşvik edecek. Strateji ayrıca, tarımsal atıkların, yan ürünlerin ve organik atıkların daha iyi kullanılmasını teşvik ederek döngüselliği de destekliyor.
Küresel Organik Tekstil Standardı'nın (GOTS) arkasındaki kuruluş olan Global Standard, stratejide sürdürülebilir biyomalzemeler için lider pazar olarak tekstilden özellikle bahsedilmesini memnuniyetle karşıladı. GOTS'dan Aleksandra Czajka biyo-bazlı tekstillerin ilk olarak Biyoekonomi Stratejisi'nin 2018 güncellemesinde vurgulandığını, yeni çerçeve organik doğal lifleri ve organik tekstilleri sürdürülebilir tüketim ve üretim için stratejik varlıklar olarak açıkça konumlandırma fırsatı sunduğunu kaydetti. Global Standard, biyobazlı ürünler arasında karşılaştırılabilirlik için değerlendirme araçlarını iyileştirme stratejisi kapsamındaki çabaları destekliyor; Ürün Çevresel Ayak İzi (PEF) ve Sürdürülebilir Ürünler için Eko Tasarım Yönetmelikleri (ESPR) gibi mevcut araçların, genişleyen tekstil tedarik zincirlerinden veya fosil yakıt bazlı liflerin artan kullanımından kaynaklanan sorunları tam olarak ele almadığını belirtiyor. Czajka, Tekstil Stratejisi'nin sonucunun düzenleyici netlik sağlayıp sağlamadığına, 'organik' ve 'biyobazlı tekstiller' tanımlarının uyumlu hale getirilip getirilmediğine ve yanlış etiketleme ve yeşil aklamayı önlemek için diğer mevzuatla uyumlu olup olmadığına bağlı olacağını vurguladı.
🌍Euratex AB Parlamentosu'nun 'bozulmuş' tekstil ve giyim sistemini ele alma hamlesini memnuniyetle karşılıyor
Avrupa Parlamentosu daha sıkı piyasa gözetimi, daha sıkı gümrük kontrolleri ve Dijital Hizmetler Yasası'na (DSA) uyulmaması durumunda bu yasanın daha hızlı uygulanmasını öngören bir kararı onayladı. Bu, sektördeki yaptırımların mevcut sorunların büyüklüğüne uygun olması gerektiği yönündeki ilk siyasi kabulü işaret ediyor.
Söz konusu oylama Euratex ve üyelerinin aylarca süren çabalarının ardından gelirken, bu çabalar arasında Paris'te ultra hızlı modaya karşı bir açıklama yapmak, adil ve güvenli e-ticaret çağrısı yapmak ve tüketiciler, perakendeciler ve sendikaların yanı sıra Komisyon yetkilileriyle toplantılar düzenlemek yer alıyor.
İlerlemeler sağlansa da yeni sorunlar da mevcut. Polonya, Fransa ve İtalya gibi ülkelerdeki posta hizmetleri, genellikle AB kurallarını ihlal eden paketlerin teslimatını hızlandırmak için Temu gibi çevrimiçi platformlarla çalışıyor. Bu durum, kurallara uyan Avrupa işletmelerinin rekabet etmesini zorlaştırırken, tüketicileri de riske atabiliyor.
Bu devam eden zorluklar, son sektör rakamlarına da yansıyor. 2025'in ilk yarısında Avrupa'da tekstil üretimi %1,9, giyim üretimi ise %5 düştü. Tekstilde istihdam %5'e, giyimde ise %3'e kadar azaldı. Aynı dönemde, tekstil ithalatı %7,7, giyim ithalatı ise %12,3 artarken, Avrupa ihracatı geriledi.
Euratex, Üye Devletler ve AB kurumlarının kararlı ve tutarlı eylemleri olmadan Avrupa'nın kendi standartlarının "anlamsız" hale gelme riski taşıdığı ve önemli bir endüstriyel ekosistemin gerileyebileceği konusunda uyarıyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek için Euratex, asgari düzeydeki muafiyetlerin kaldırılmasını, gümrük ve katma değer vergisi (KDV) kurallarının herkese uygulanmasını ve güvenlik kurallarının tüm ithalatlara uygulanmasını öneriyor. Ayrıca, yabancı ultra hızlı moda şirketlerinin haksız avantajlara sahip olmaması için Dijital Hizmetler Yasası'nın daha hızlı uygulanması çağrısında bulunuyor. Konuyla ilgili konuşan Euratex Başkanı Mario Jorge Machado, Avrupa Parlamentosu'nun oylamasını memnuniyetle karşıladıklarını ancak asıl sınavın yeni başladığını, üye devletlerin ve AB'nin, eşit rekabet koşullarını yeniden sağlamak ve rekabetçi bir Avrupa tekstil endüstrisini sürdürmek için gerekli araç ve mevzuatın benimsenmesini hızlandırması gerektiğini kaydetti.
🌍Avrupa Birliği De Minimis Uygulamasına Kaldırmaya Hazırlanıyor
AB Ekonomik ve Mali İşler Konseyi'nin 13 Kasım 2025 tarihinde gerçekleştirdiği toplantı sonrasında, Avrupa Birliği'nde uygulanan 150 EUR tutarındaki de minimis eşiğinin kaldırılmasına karar verdiği bildirildi.
Söz konusu kararın, AB Gümrük Veri Merkezi'nin 2028 yılında öngörüldüğü şekilde faaliyete geçtiğinde yürürlüğe gireceği, ancak AB'ye giren küçük paketlerin artışının Avrupa'daki adil rekabeti ciddi şekilde bozduğu, bu doğrultuda 2028 yılı öncesinde soruna geçici bir çözüm bulunması için çalışılacağı, şu anda öngörülen çözümün, miktarı henüz belirlenmemiş bir işlem ücreti uygulaması olduğu, bu işlem ücretinin en erken 2026 yılı 1. çeyreğinden itibaren yürürlüğe girmesinin istendiği, ancak bu konuda henüz bir anlaşmaya varılmadığı belirtildi.
AB Konseyi konuyu daha detaylı bir şekilde ele almak üzere tekrar toplantı yapacak.
EURATEX tarafından ise Konsey sonuçlarının EURATEX pozisyon belgesiyle uyumlu olduğu, AB gümrük veri merkezinin mümkün olan en kısa sürede hayata geçirilmesi için çaba gösterileceği, zira merkezin kurulmasının de minimis eşiğinin kaldırılmasına olanak sağlayacağı, işlem ücretinin miktarı konusunda henüz anlaşma sağlanamamasının ise belirsizlik yarattığı belirtildi.