İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2018 Aralık

Letonya hazırgiyim ve konfeksiyon imalatçıları ve ihracatçılarının Azerbaycan'da ortak üretim için girişimde bulundukları belirtilmektedir. Letonya'lı girişimcilerin amacının Azerbaycan üzerinden BDT ülkelerine ihracat yapmak olduğu bildirilmektedir.

Azerbaycan Tekstil ve Konfeksiyon İmalatçıları ve İhracatçıları Birliği'nden yapılan açıklamaya göre Letonya İç Giyim Üreticileri Birliği ile ikili görüşmelerin devam ettiği ve özellikle Letonyalı iç giyim üreticilerinin projeye büyük ilgi gösterdiği belirtilmektedir.

Halihazırda BDT ülkelerinde Avrupa ülkelerinden gelen ithal ürünlere yüksek vergiler olduğundan Letonya'dan direk ihracat yapmanın karlı olmadığı belirtilerek Azerbaycan'da yapılacak ortak üretim sonrası BDT ülkelerine gümrüksüz ihracat yapılabileceği belirtilmektedir.

Azerbaycan'da hazırgiyim ve konfeksiyon üretiminin günden güne geliştiği ve Azerbaycan ürünlerinin BDT ülkelerinin yanı sıra Baltık ülkelerinde ve Türkiye'de de giderek daha fazla tercih edildiği ifade edilmektedir.

Macaristan tekstil ve konfeksiyon sektörünün ilk bakışta güçlü olduğu imajı doğururken, diğer yandan sektörün zayıf yönleri de olduğu belirtilmektedir.

Uluslararası sektörel bir dergide yayımlanan habere göre Macaristan tekstil ve konfeksiyon sektörünün 2017 yılında üretim hacminin % 11,1 oranında arttığı belirtilmektedir.

Tekstil sektörünün 2017 yılı cirosunun % 24,1 oranında arttığı belirtilirken, hazırgiyim sektörünün ise aynı dönemde cirosunun % 3,9 oranında düştüğü belirtilmektedir. Hazırgiyim sektöründe ihracatta sadece iç giyim ve iç çamaşır ihracatının arttığı, diğer kalemlerde ise düşüş olduğu belirtilmektedir.

Diğer yandan, sektörde kayıtlı tekstil ve hazırgiyim firmalarının sayısının da azalmakta olduğu ve istihdam rakamlarının da çok iç açıcı olmadığı kaydedilmektedir. 2017 yılı itibariyle Macaristan genelinde tekstil ve konfeksiyon sektörü üretiminde toplam ancak 37,500 kişinin istihdam edildiği ifade edilmektedir.

Tekstil ve konfeksiyon sektörünün yeni yatırımlarının oranının da düşük olduğu zira tekstil sektöründe toplam cironun ancak % 3,7'si kadar yeni yatırım yapılırken, hazırgiyim sektöründe ise bu oranın % 3,3'e kadar düştüğü belirtilmektedir.

Son olarak Macaristan'da asgari ücreti oranlarına bakıldığında vasıfsız işçiler için asgari ücretin 492 dolar seviyesinde olduğu belirtilirken, tekstil ve konfeksiyon sektöründe vasıflı işçilerin ortalama aylık ücretlerinin 643 dolar seviyesinde olduğu kaydedilmektedir.

Balkanların tekstil ve hazırgiyim üretici ve tedarikçilerinden Bulgaristan'da tekstil ve konfeksiyon sektöründe ciddi işgücü sıkıntısı yaşandığı belirtilmektedir.

Bulgar sektörel meslek kuruluşları tarafından yapılan açıklamaya göre ülke genelinde ortalama % 10 oranında işsizlik olmasına karşın işsizlerin genelde tekstil ve konfeksiyon sektöründe çalışmaya çok istekli olmadıkları belirtilmektedir.

Tek sorunun sektörde dikişçi, overlokçu, ütücü, makine operatörü gibi mesleklerin insan gücü eksikliğinde değil, diğer branşlarda da örneğin mühendis ve teknisyen istihdamında da ciddi vasıflı işgücü kaynağı sıkıntısı olduğu kaydedilmektedir.

Zaten ortalama yaş seviyesinin yüksek olduğu tekstil ve konfeksiyon sektöründen her yıl ortalama 7-8 bin çalışanın emekli olmasıyla problemin giderek daha da büyüdüğü ve işverenlerin ciddi sıkıntı içinde olduğu belirtilmektedir. Sektör yöneticilerine göre eğitim sistemi ile sanayi kuruluşları arasında işbirliği yok ve aralarında ciddi bir kopukluk ve koordinasyonsuzluk mevcut.

Rusya'da yerli tekstil ve konfeksiyon sektörünün 2030 yılına kadar yılda ortalama % 5 oranında büyümesinin beklendiği belirtilmektedir.

Rusya Bilimler Akademisi ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre ulusal tekstil ve konfeksiyon sektörünün önümüzdeki 12 yıl boyunca yılda ortalama % 5 oranında büyümesinin beklendiği ve hedeflendiği belirtilmektedir.

Öngörülere göre yerli tekstil ve konfeksiyon sektörünün en çok 2021-2025 döneminde yılda ortalama % 6,3 – % 8 aralığında bir oranla büyümesinin beklendiği belirtilirken, 2026-2030 döneminde ise büyümenin yavaşlayacağı ve yıllık ortalama % 3,8 düzeyinde olacağı kaydedilmektedir.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre Rusya ulusal tekstil ve konfeksiyon sektörü 2017 yılında % 2 oranında büyüme göstermiştir.

Devletin çeşitli destek ve teşviklerin yanı sıra kamu alımlarında yerli tekstil ve konfeksiyon üretimine öncelik vererek sektörü ayağa kaldırmayı hedeflediği belirtilmektedir.

Rusya'da yabancı lüks hazırgiyim markalarının kendi mağazalarını açmakta olduğu belirtilmektedir. Genelde lüks hazırgiyim markalarının bugüne kadar kendi mağazalarının olmadığı ve çoğu markanın çok-markalı department store mağazalarda satıldığı Rusya'da lüks markaların artık kendi mağazalarını da açmaya başladığı belirtilmektedir.

Bu çerçevede Gucci markasının Moskova'da Novaya Riga bölgesinde yeni bir mağaza açacağı ve bu mağazayı lokal partner olmadan direk kendilerinin yöneteceği belirtilmektedir.

Yabancı markaların satıldığı outletlerin Moskova'da 2012 yılında yoğunluklu olarak açılmaya başlandığı ancak 2014-2016 döneminde rublenin aşırı değer kaybı nedeniyle yabancı markaların satışları azalınca, outletlerin açılmasının da durduğu ancak son dönemde pazarın tekrar hareketlenmeye başladığı belirtilmektedir.

Asya'nın tekstil ve konfeksiyon tedarikçilerinden Filipinler'de 2017 yılında 1 milyar dolar olarak gerçekleşen tekstil ve konfeksiyon ihracatının bu yıl % 20 artışla 1,22 milyar dolara yükselmesinin beklendiği belirtilmektedir.

Filipinler Tekstil ve Konfeksiyon sektörü yetkilileri, ABD ile Çin arasında giderek kızışan ticaret savaşının kendilerine yarayacağını düşünmektedir. Çin ürünlerinin ABD pazarına girişinin zorlaştıkça Filipinler gibi diğer Asya ülkelerinin ABD pazarındaki şansının artacağı düşünülmektedir.

Bazı hazırgiyim üreticilerinin Çin'deki fabrikalarını kapattıkları yada kapatmayı düşündükleri ve üretimlerini aralarında Filipinler'in de olduğu diğer Asya ülkelerine taşımakta oldukları belirtilmektedir.

Filipinler'in tekstil ve hazırgiyim ihracatının 2005 yılından önce yaklaşık 3 milyar dolar seviyesinde olduğu, ancak kotaların kalkmasıyla bugünkü seviyelere kadar gerilediği belirtilmektedir.

Asya'nın tekstil ve konfeksiyon tedarikçilerinden Sri Lanka, rekabet gücünü artırmak isteyen hazırgiyim üreticisi ve ihracatçılarının talebiyle ithal kumaşlara uygulanan KDV'de indirime gitmiştir. Hükümetin aldığı karara göre ithal kumaşlarda uygulanan KDV oranı % 15'ten % 5'e indirilmiştir. Hükümete göre bu karar daha çok KOBİ ölçeğindeki hazırgiyim ve konfeksiyon üretici ve ihracatçılarına destek olmak amacıyla alınmıştır.

Diğer yandan, Sri Lanka'nın hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatının 2018 yılının ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre % 4 artışla 2,8 milyar dolar seviyesine ulaştığı belirtilmektedir. Çin dışında kalan Asya'nın diğer hazırgiyim ve konfeksiyon üreticileri ve ihracatçıları, Çin'in yavaşlayan tekstil ve hazırgiyim ihracatından pay almaya çalışırken, Sri Lanka'nın da bu sayede ihracatını artırmaya çalıştığı kaydedilmektedir.

Modanın galipleriyle mağlupları arasındaki fark gittikçe artarken ve ülkeler arasında gümrük konularındaki çalkantılar devam ederken daha fazla hazırgiyim üreticisi Asya'daki üretimlerini müşterilerine daha yakın noktalara taşımaktadır.

Ufukta gözüken Otomasyon teknolojisinin 2025'e kadar tedarik zincirindeki emek süresini %70 oranında azaltması beklenmektedir. Karl-Hendrik Magnus'un bir çalışmadaki bulgulardan aktardığına göre yerinde tedarik (onshore) ile ABD'de üretim “gerçek bir ekonomik fırsata” dönüşecektir.

Magnus'a göre önümüzdeki beş yıl içinde yarı otomasyon sistemlerinde belirgin bir gelişme gözlenecektir. Bu gelişme sonrasındaki beş yılda ise yoğun emek sektörlerde yerinde tedarik ile ölçek ekonomilerinde tam otomasyona geçiş görülecektir.

Bahsi geçen çalışmaya katılanların %79'u 2025'e kadar yakından tedarik (nearshoring) konusunda bir kademe atlanacağını düşünmektedir. Ancak yakından ve yerinde tedarike giden yol basit ya da kısa değildir.

Bu noktada yerinde tedariki etkileyecek olan en önemli etken Reebok yetkilisi Erika Swan'ın açıklamasına göre, ticari engellerdir. ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı ile birlikte Çin menşeli hammaddelere ve bazı hazırgiyim ürünlerine %25'e varan oranlarda gümrük vergisi uygulanmaya başlanmıştır. Bu öngörülemeyen maliyetleri bazı firmalar Çin'deki üretimlerini azaltarak karşılamaya çalışmışsa da tüm firmalar tedarik zincirindeki dengeleri değiştirebilecek bu değişimleri aynı ölçüde karşılayamamıştır.

Asya'daki hazırgiyim üreticileri rekabetçiliklerini arttırabilmek için halihazırda zaten yaptıkları gibi otomasyona yatırım yapmaya devam edecektir. Jeopolitik gerilimlerin deniz aşırı üretimi (offshoring) ne kadar hızlı bir şekilde etkilediği dikkate alınırsa Kuzey Amerika ve Avrupa için üretim yapan pazarların yakında üretim ve otomasyon konusunda hızlı ve etkili yatırımlar yapmaları gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Under Armour tedarik zinciri yetkilisi Colin Browne'a göre hazırgiyim ve konfeksiyon sektöründe yakından tedarikin gelişiminin başlangıç seviyesinden normale dönmesinin ancak alt tedarikçilerin bu dönüşüme dahil edilmesiyle mümkün olacaktır. Maliyetlerin yarısından fazlasını oluşturan alt tedarikçilerin bu değişikliğe entegre edilmemesi halinde sürecin başarılı olamayacağı düşünülmektedir. Yavaşça olsa bile hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü ticari korumacılık ve cezalandırıcı gümrük tarifelerinden daha az etkilenen bir yapıya kavuşacak gibi görünmektedir.

Bununla birlikte yakından ve yerinde tedarik bir anda gerçekleştirilebilecek kolay değişiklikler değildir. Tedarik zincirindeki değişim için zamanın yanı sıra veriye, markalarla tedarikçiler arasında belirli bir ilişkiye ve iki taraftan da yatırıma ihtiyaç duyulacaktır. Yeni ticari ilişkilerinin kurulması için eski usul ticari alışkanlıkların da gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Bu gibi bir değişime hazır olduklarını belirten Under Armour yetkilisi Browne, üreticileriyle ortaklaşa çalışarak hem kendi ürünlerine yatırım yaptıklarını hem de üreticilerinin üretimde yeniliği yakaladıklarını aktarmıştır.

Sonuç olarak yakından tedarik ve yerinden tedarik ile tedarik ve değer zincirini kısaltma süreci için önümüzde uzun bir yol olabilir ancak bu yolun sonunda hazırgiyim sanayisi için birçok fırsat olduğu da kesindir.

Karl-Hendrik Magnus'a göre otomasyon hamlesi önümüzdeki birkaç yıl içinde hazırgiyim sektörü için bir çok fırsat içermektedir ancak yeni dönemde düşünme şekli ve mantalitenin konvansiyonel düşünme şekli ve “ürünü mümkün olan en ucuz yerden almak” mantalitesinden çok farklı olması gerektiği değerlendirilmektedir.

ABD'nin son dönemde, tekstil dahil olmak üzere, birçok sektörde Çin'den ithalata uyguladığı ek gümrük vergilerinin hazırgiyim ve tekstil sektöründe küresel tedarik ve değer zincirlerini etkilemeye başladığı belirtilmektedir. Çin'den ithalatta sektöre uygulanan ek vergilerin Çin'de üretimi bulunan firmaların bu üretimlerini diğer Asya ülkelerine kaydırmaya başlamalarına neden olduğu belirtilmektedir.

Bu sürecin aslında ABD'nin Çin'den ithalata ek vergi uygulamasından önce başladığı nitekim Çin'in yeni büyüme stratejisinde yüksek teknolojili sektörlere ve hizmet sektörüne yoğunlaşıldığı kaydedilmektedir. Ancak, ABD'nin ek vergi uygulamasını başlattığı dönemden itibaren firmaların üretimlerini Çin'den diğer Asya ülkelerine taşıma sürecinin hızlandığı ve bu sürecin Çin'in DTÖ'ye katıldığı 2001 yılından itibaren en yoğun dönemine girdiği belirtilmektedir.

Ernst and Young tarafından yapılan bir araştırmaya göre Çin'den tedarik yapan şirketlerin son dönemdeki ticaret savaşları paralelinde % 84'ünün tedarik ve değer zincirlerini gözden geçirdiği ve bu firmaların % 51'inin halihazırda tedarik sistemlerinde değişime gittiği belirtilmektedir.

Basın raporları ve sektörel araştırmalar Güneydoğu Asya'nın diğer ülkelerinin, Çin'den çıkmakta olan üretim sürecinden giderek daha fazla faydalandığını belirtmektedir zira bu üretimin Çin'den bu ülkelere kaymakta olduğu görülmektedir.

Ernst and Young'ın aynı araştırmasına göre Çin'in ana üretim merkezleri olan Pearl River Delta (Pearl Nehri Deltası) ve Yangtze River Delta'da (Yangtze Nehri Deltası) bulunan ve ağırlıklı olarak tekstil, hazırgiyim, mobilya ve elektronik sektörlerinde olan yatırım ve üretimlerinin özellikle Vietnam'daki sanayi parklarına kaymakta olduğu görülmektedir.

CNBC'de yayınlanan bir rapora göre düşük teknolojili sektörlerde Çin'den kaçan üretimin Vietnam ve Malezya'ya kaymakta olduğu, araba yan sanayisinde ise üretimin Tayland ve Malezya'ya kaydığı belirtilmektedir. Büyük sanayi makineleri üreticilerinin bile üretim hatlarının en azından bir kısmını Japonya veya Meksika'ya kaydırmayı düşündüğü kaydedilmektedir.

Diğer yandan, diğer Asya ülkelerinin üretim teknolojileri, altyapı, yetişmiş iş gücü ve gümrük prosedürlerinin Çin'inkinden farklı olduğu ve bu durumun da üretimin Çin'den bu ülkelere kaymasını sorunlu hale getirdiği belirtilmektedir.

Dünyanın en büyük hazırgiyim ithalatçısı olan ABD aynı zamanda dünyanın en büyük denim giysi ithalatçısıdır. ABD'nin denim giysi de en büyük geleneksel iki tedarikçisi Çin ve Meksika olmasına karşın 2018 yılında bu ülkelerden ABD'ye yapılan denim giysi ihracatlarında çok az artış olduğu görülmektedir. Bu iki tedarikçinin de ortak özelliği ABD'nin bu iki ülkeye yönelik dış ticaret politikasındaki önümüzdeki döneme yönelik belirsizliğin ithalatçıları ve perakendecileri olumsuz yönde etkilemiş olmasıdır.

Bu bağlamda ABD'nin bu yılın ilk 10 ayında Çin'den yaptığı denim giysi ithalatı yalnız % 2,9 artışla 791 milyon dolar değerine yükselmiştir. Aynı dönemde Meksika'nın ABD'ye denim giysi ihracatı ise sadece % 1,6 artışla 679 milyon dolara yükselmiştir.

ABD'nin denim giyside en büyük iki tedarikçisi olan Çin ve Meksika'dan yapılan ithalatlarda ciddi durgunluk yaşanırken, diğer rakiplerden yapılan ithalatlarda ise ciddi artışlar meydana gelmektedir. Örneğin ABD'nin 4. büyük denim giysi ithalatçısı Vietnam'dan ABD'ye yapılan denim giysi ihracatı bu yılın ilk 10 aylık döneminde % 46 artışla 249 milyon dolara yükselmiştir. Diğer önemli tedarikçi Bangladeş'ten yapılan ithalat ise % 12,8 artışla 481 milyon dolara yükselmiş bulunmaktadır.

Diğer Asyalı tedarikçilerden Pakistan'dan yapılan ithalat % 12,5 artışla 206 milyon dolara çıkarken, Kamboçya'dan yapılan ithalat % 27,5 artışla 99 milyon dolara yükselmiş, Hindistan'dan yapılan ithalat ise aynı dönemde % 45 artışla 31 milyon dolara yükselmiştir.

Diğer yandan, Türkiye'den ABD'ye yapılan denim giysi ihracatı 2018 yılının Ocak-Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre % 20,4 artışla 49,6 milyon dolara yükselmiştir.

Orta Asya ülkelerinden Özbekistan'ın tekstil ve konfeksiyon ihracatının 2025 yılında 7 milyar dolara yükseltilmesinin planlandığı belirtilmektedir. Özbek Devlet Tekstil Kuruluşu UzTekstilProm Başkanı Ilkhom Khaidarov tarafından yapılan açıklamaya göre bu planı uygulamaya koyabilmek için sektörün 2019-2021 döneminde modernizasyonu için 2,5 milyar dolarlık bir yatırım programı hazırlandı.

Özbekistan Hükümetinin planlarına göre tekstil ve konfeksiyon ihracatı 2021 yılında 2,8 milyar dolara, 2025 yılında ise 7 milyar dolara ulaşacak.

Halihazırda Özbekistan'ın tekstil ve konfeksiyon ihracatının % 38'ini iplik ihracatı oluştururken, % 14'ünü kumaş ihracatı, geriye kalan % 48'ini ise konfeksiyon, örme giyim, çorap ve halı ihracatı oluşturmaktadır.

Hükümetin planlarına göre halen tekstil ve konfeksiyon ihracatının % 38'ini oluşturan iplik ihracatının payının 2021-2022 döneminde % 5 seviyelerine düşmesi hedeflenmektedir.

Aynı planlar kapsamında bu yıl 15 yeni tekstil ve konfeksiyon kümesi kurulduğu ve 2019-2021 döneminde 45 yeni üretim kümesi daha kurulmasının planlandığı belirtilmektedir.

Rusya'nın Türkiye'den iç giyim ithalatının önümüzdeki dönemde artacağı belirtilmektedir. Rusya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na göre Türkiye halen Rusya'nın en önemli iç giyim tedarikçilerinden birisi olup önümüzdeki dönemde bu ülkeye ihracatın daha da artması beklenmektedir.

Güncel verilere göre bu yılın Ocak-Kasım döneminde Türkiye'nin Rusya'ya iç giyim ihracatı % 106 artışla 18,3 milyon dolara ulaşmış bulunmaktadır. Bu rakamın yıl sonu itibariyle 20-21 milyon dolara ulaşacağı, 2019 yılı genelinde ise 40 milyon dolara ulaşabileceği belirtilmektedir.

Asya'nın yeni hazırgiyim tedarikçisi ülkelerinden Myanmar'da hazırgiyim sektörünün AB'nin Myanmar'ın ticaret imtiyazlarını kaldırabilecek olmasından dolayı epey endişeli olduğu belirtilmektedir.

Ticaret imtiyazlarından dolayı AB pazarına gümrüksüz tarifeyle hazırgiyim ihracatı yapan Myanmar'da son yıllarda Arakanlı Müslüman azınlığa yönelik katliam ve zorla göç ettirme politikası nedeniyle AB bu ülkeyi mercek altına almış bulunmaktadır.

AB pazarına yapılan gümrüksüz tarifeli ihracat imtiyazının sona erdirilmesi durumunda hazırgiyim sektörünün 200 binden fazla istihdam kaybedebileceğini belirten sektör yetkilileri, AB'ne yapılan ihracatın sektör için son derece önemli olduğunun altını çizmekteler.

Geçmişte askeri rejim nedeniyle 16 yıl askıya aldıktan sonra GTS ayrıcalığını 2013 tekrar Myanmar'a tekstil, hazırgiyim ve ayakkabı sektörleri için tanıyan AB'nin yapılan incelemeler sonrasında bu ayrıcalığı geri alabileceği belirtilmektedir.

2017 yıllık verilerine göre hazırgiyim ihracatında Myanmar'ın en büyük pazarı 713 milyon dolar değer ile Japonya olurken, bu ülkeyi 519 milyon dolar ihracat ile Almanya, 350 milyon dolar ile G. Kore, 213 milyon dolar ile İngiltere ve 187 milyon dolar ile İspanya takip etmektedir. Myanmar'ın hazırgiyim ihracatında ilk 10 pazar içinde 7 AB ülkesi (Almanya, İngiltere, İspanya, Fransa, Danimarka, İtalya, Hollanda) bulunmaktadır.

İhracat verileri AB pazarının Myanmar için ne kadar önemli ve hayati olduğunu ortaya koymaktadır. 2017 yılında Myanmar'ın AB'ne toplam ihracatı 1,8 milyar dolarken, bu rakamın % 72'sini (1,3 milyar dolar) hazırgiyim ihracatı oluşturmaktadır.

Asya'nın önde gelen hazırgiyim ihracatçılarından Kamboçya'nın AB'ne gümrüksüz ihracat ayrıcalığının AB tarafından sona erdirilebileceği belirtilmektedir. Kamboçya'daki insan hakları ihlalleri ve çalışanların haklarının kısıtlanması nedeniyle AB'nin yaptırım uygulayabileceği bildirilirken, Kamboçya hazırgiyim sektörü ihracat verilerinin ise iyi olduğu belirtilmektedir.

Kamboçya'nın hazırgiyim ihracatının 2018 yılının ilk yarısında % 10,7 oranında artış gösterdiği, bu dönemde AB'ne yapılan ihracatın % 6 artışla 1,9 milyar dolara yükseldiği, ABD'ye yapılan hazırgiyim ihracatının ise % 16,5 artışla 1 milyar dolara yükseldiği belirtilmektedir.

Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü, Kamboçya'nın en çok istihdam sağlayan sektörü olup, hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı da toplam ihracatın % 40'ını oluşturmaktadır.

Asya'nın önde gelen hazırgiyim Vietnam'ın hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatının yılın ilk yarısında 16,5 milyar dolara ulaştığı belirtilmektedir. Vietnam'ın hazırgiyim ihracatının yılın ikinci yarısında ise 18,5 milyar dolara ulaşarak yılın tamamında 35 milyar dolara ulaşması beklenmektedir.

Böylelikle 2017 yılını 28,5 milyar dolar ihracatla kapatan Vietnam'ın 2018 yılı hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatının 35 milyar dolara ulaşacağı öngörülmektedir.

Vietnam'ın hazırgiyim ihracatının hızlı artışında ABD, AB, Güney Kore, Çin ve ASEAN ülkelerine yapılan ihracatlarda yaşanan yüksek artışların etkili olduğu belirtilmektedir

Asya'nın önde gelen ekonomisi Çin'de ekonomi de dijitalleşiyor. Gerek dünya ekonomisi, gerekse hazırgiyim sektörü için büyük önem arz eden dijitalleşme, önde gelen ekonomilerin gündemi olmaya devam etmektedir.

Çin Bilgi İletişim Teknolojileri Kurumu'ndan alınan bilgiye göre Çin'in dijital ekonomisi 2018 yılının ilk 6 aylık döneminde 2,3 trilyon dolara ulaştı. Aynı verilere göre ülkenin dijital ekonomisi ulusal büyümenin % 38'ini sağlamış bulunmaktadır.

Çinli yetkililer büyüme oranlarının yavaşladığı son dönemde artık yeni önceliğin büyüme rakamlarından çok kaliteli kalkınma olduğunu, bunun da koşullarından birinin ekonominin dijitalleşmesi olduğunu belirtmektedir.