İTKİB Ekspres: Dünyadan Haberler 2019 Ekim

İngiltere'nin lojistik etkinliği IMHX adına yürütülen yeni bir araştırmaya göre; lojistik ve tedarik zinciri yöneticilerinin neredeyse üçte ikisi, 31 Ekim'den önce genel halkın panik alımı ve istife başlayacağını öngörmektedir. AB'den ayrılmayı takiben yaşanacak gümrük kısıtlamaları, zayıf GSYİH ve bürokrasinin artması gibi temel kaygılar ise tecrübeli çalışan eksikliğine ve maliyetlerin artmasına sebebiyet verecektir.

Lojistik ve tedarik zinciri yöneticilerinin yaklaşık yüzde 79'u malları İngiltere sınırlarından içeri ve dışarı hareket ettirdiklerinde oluşacak ek süre ve maliyetlerden; yüzde 77'si ithalat ve ihracatta karşılaşacakları bürokrasinin artmasından; yüzde 59'u ise gümrük ve ithalatlar üzerinde oluşabilecek kısıtlamalar konusunda endişelidir.

IMHX etkinlik direktörü Rob Fisher'a göre Brexit konusunda netlik olmaması ve yaşanan belirsizlikler, lojistik dünyasında endişe yaratmaya devam etmektedir. Lojistik endüstrisi İngiltere ekonomisinin bel kemiğidir ve İngiltere'nin en büyük özel sektör işverenlerinden olan perakende sektörünü beslemektedir. Dolayısıyla anlaşmasız Brexit lojistik ve tedarik zinciri sektörü için; halkın panik alımı gerçekleştirdiği, yemek ve diğer malları istiflediği kaotik bir ortam olarak görülmektedir.

İngiltere Depolama Birliği Genel Müdürü Peter Ward'a göre yemek ve diğer malların istiflenmeye başlandığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Kara Cuma ve Siber Pazartesi'yi de kapsayan Noel sezonu için halihazırda artmış olan depolama hızı, şimdilerde zirve yapmış gözükmektedir. Ward'a göre bu süreç sadece mevcut depolama alanı açısından değil aynı zamanda ek işe alımlar ve gerekli ek emeğin elde tutulabilmesi açısından da zorlayıcı olmaktadır. Dolayısıyla doğu Avrupalıların Brexodus (İngiltere'ye yararlı insanların ve firmaların Brexit sebebiyle İngiltere'yi terk etmesi) söylemleri daha da şiddetlenmiş durumdadır. Özetle Brexit, depolama ve lojistik sektöründe büyük bir fırtınaya neden olmuştur.

Dünya Ticaret Örgütü'nün Airbus'a verilen sübvansiyonları gidermek için ABD'nin 7,5 milyar dolar tutarında tarifeler getirebileceğine karar vermesinin ardından, ABD hükümeti yeni yükümlükler getirilecek ürünlerin listesini açıklamıştır.

Devam eden ticaret anlaşmazlığının bir parçası olarak; 18 Ekim'den itibaren İngiltere firmaları bir dizi üründe 8,8 milyon sterlinlik ekstra bir tarife faturasıyla karşı karşıya kalacaktır.

Normal vergilere ek olarak %25 tarife uygulanacak mallar yün, kaşmir, pamuk veya suni elyaftan yapılmış kazakların yanı sıra; kadın anorakları, erkek elbiseleri, pijamaları, mayoları, battaniyeleri ve nevresimlerini içeren 17 moda ve tekstil ürün grubundan oluşmaktadır.

İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden anlaşmalı ya da anlaşmasız ayrılması fark etmeksizin, bu tarifelerin uygulanacağı doğrulanmıştır; ancak şu an su yollarında bulunan malları nasıl etkileyeceği belirsizdir.

İngiltere Moda ve Tekstil Birliği (UKFT) CEO'su Adam Mansell: “Bu yeni önlemler 35 milyon sterlinlik ihracatı etkileyecek; ayrıca firmalar, birçoğunu zor durumda bırakacak şekilde gümrük vergilerinde 8,8 milyon sterlinlik ek maliyetle karşı karşıya kalacaktır. İngiltere, moda ve tekstil ihracatında ek tarifelerle karşı karşıya kalan tek ülkedir. Bu nedenle bu tarifeler gelirse firmalarımız, Avrupalı ??rakiplerimize göre büyük bir dezavantaj içinde olacaklardır. Endüstrimizle hiçbir ilgisi olmayan bir anlaşmazlığın sonucu olarak ortaya çıkmış bu tarifelerin maliyetini düşürmeleri konusunda hükümetimizi zorlayacağız” açıklamasında bulunmuştur.

ABD Moda Endüstri Birliği Başkanı Julia Hughes: “…giyim eşyası ve AB'den diğer bazı ürünlere uygulanan tarife yüzde 25, yani anlaşmazlık konusu olan uçaklara uygulanan tarifelerden daha yüksek. Dolayısıyla bu AB'yi cezalandırmanın başka bir yolu olarak görülebilir; ancak gerçekte bu tarifeler Amerikan moda markaları ve perakendecilerini ve en nihayetinde Amerikalı tüketiciyi cezalandırır.”

Ticaret Bakanlığı Giyim ve Tekstil Bürosu (OTEXA) 2019 verilerine göre; ABD İngiltere'den geçtiğimiz yıla göre yüzde 9,83 artışla 60,94 milyon dolarlık hazırgiyim ithalatı yapmıştır, yün hazırgiyim ithalatı ise yüzde 13,94 artışla 19,36 milyon dolara yükselmiştir.

ABD'li büyük moda perakendecisi ve genç ağırlıklı giyim markası Forever 21, iflas başvurusunda bulundu. Şirketten yapılan yazılı açıklamada ABD'de 178 mağazanın kapatılması için onay talep edildiği belirtilmektedir. Şirket ayrıca Kanadalı alt kuruluşunun da iflas başvurusu yaptığını ve ülkede bulunan 44 mağazasını kapatacağını bildirmektedir.

Forever 21'in Meksika ve Latin Amerika'da operasyonlarını sürdüreceği ifade edilmektedir. Şirket, Asya ve Avrupa'daki birçok mağazasını da kapatmayı planlamaktadır.

1984 yılında kurulan şirketin 57 ülkede 815 mağazası bulunmaktadır.

Forever 21 ile beraber 2017 yılının ilk döneminden bu yana aralarında Sears Holding Corp ve Toys 'R' Us'ın da bulunduğu ABD'li 20 perakende şirketi iflas başvurusunda bulunmuş oldu.

Bu yılın başından beri ABD genelinde perakende markalarının toplam 8,200 mağazası kapanarak geçen yılki 5,600 rakamı çoktan geçilmiş oldu. Yılsonuna kadar mağaza kapanışlarının toplam 12 bini bulabileceği belirtilmektedir.

Yapılan bir araştırmaya göre; Amerika'daki imalatçıların en büyük endişe kaynağı: kaliteli işgücünü bulabilme ve sonrasında elde tutabilme becerisidir.

ABD merkezli Ulusal Üreticiler Birliği'nin (NAM) Genel Durum Anketi sonuçlarına göre; imalatçıların işlerine yönelik iyimserlikleri, 2019 yılının üçüncü çeyreğinde önceki çeyreklere göre ciddi derecede düşmüştür. 1.çeyrekte yüzde 89,5 ve ikinci çeyrekte 79,8 oranında çıkan iyimser görüş oranı yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 68 oranına kadar düşüş göstermiştir. Bu dönemde de üreticilerin nitelikli işgücünü bulamama ve elinde tutamama durumu en büyük endişe kaynakları arasında yer almıştır.

NAM başkanı ve CEO'su olan Jay Timmons: “Bu çeyreğin anketine göre yavaşlayan küresel ekonomi ve belirsizlikler, imalatçıları köşeye sıkıştırmış durumdadır. ABD- Meksika- Kanada anlaşmasına geçebilirsek, Çin ile olan ticaret savaşını bir ticaret anlaşmasına dönüştürebilir ve İhracat-İthalat Bankasını yeniden yetkilendirebilirsek, üreticiler daha çok işçi istihdam edebilecek ve operasyonlarımızı daha kesin şekilde arttırabileceklerdir.” demiştir. Timmons'a göre ülkenin neredeyse tüm üreticileri işgücü krizi dışında hiçbir şeyden bu kadar fazla endişe duymamaktadır. Bu nedenle 2019 yılı başında NAM, sektördeki yetenek boşluğunu kapatma ve yeni nesil modern imalat işçilerine ilham olabilme adına milyonlarca dolarlık bir kampanya başlatmıştır: Creators Wanted Fund- Yaratıcılar Aranıyor Fonu

Job Opening and Labor Turnover Survey verilerine göre; imalatçıların sahip olduğu açık iş sayısı tüm zamanların en yükseği olacak şekilde 522 bindir. Geçtiğimiz sene Deloitte ve Manufacturing Institute (İmalat Enstitüsü) tarafından yayımlanmış olan önemli bir raporda ise; 2028 yılına kadar 2.4 milyon imalat işinin doldurulamayacağı belirtilmiştir.

Anketin bir diğer sonucuna göre ise; kongre ve yönetimin USMCA'yi onaylatmak, ABD- Çin ticaret anlaşmasının güvenliğini sağlamak ve Ex-Im Bank'a yeniden yetki vermek için yapmış olduğu çalışmalar; imalatçılar arasındaki ticari belirsizlik oranını üçüncü çeyrekte yükselterek yüzde 63,4 olmasına sebebiyet vermiştir.

Dünya çapındaki danışmanlık firmalarından biri olan McKinsey & Co. 27 Eylül 2019 tarihinde perakendeci müşterilerine yatırım yapabilecekleri teknolojiler hakkında veri toplayabilmek amacıyla ilk perakende mağazasını açmıştır. Modern Retail Collective ismiyle Mall of America'da açılmış olan ve en az 12-18 ay boyunca açık kalacağı belirtilen mağaza, alışılagelmiş mağazalardan oldukça farklıdır; çünkü en önemli bileşeni sahip olduğu teknolojik yapısıdır.

Mağaza içerisinde satılan ürünler hakkında bilgi almayı kolaylaştıracak etkileşimli mobil etkin noktalar ve aynı alan içerisinde hazırgiyim için kaba ölçümler alabilecek akıllı aynalar bulunmaktadır. Mağazada bulunan sistem sayesinde; müşterilerin mağazada ne kadar süre kaldıkları ve en çok hangi ürünleri keşfetmek için zaman ayırdıkları da ölçümlenebilmektedir. Mağazada daha kolay ve hızlı alımları desteklemek amacıyla mobil ödeme, RFİD ödeme ve hatta kripto ödeme yöntemleri de kullanılmaktadır. Dolayısıyla mağaza içinde; müşterilerin mağaza boyunca nasıl hareket ettiklerinden, dokunup denediklerine ve satın alma kararlarına kadar her şey hakkında veri toplanacaktır.

McKinsey'e göre; tüketicilerin hazırgiyim alışverişleri için yapmış oldukları araştırma veya işlemlerden en az biri dijital bir temas içermektedir. Omni kanal üzerinden satın alma yapabilen müşteriler, tek bir kanaldan alışveriş yapan müşterilere kıyasla daha fazla harcamakta ve mağazaya olan sadakati daha uzun sürmektedir. McKinsey'nin perakende operasyonları öncüsü Praveen Adhi'ye göre bu proje; perakendecilerin gelecek mağaza vizyonları için kullanabilecekleri üstün veri ve analitikleri üretmenin en harika yolu olarak nitelendirilmektedir.

Mall of America'da iş geliştirmeden sorumlu genel müdür yardımcısı Jill Renslow'un açıklamasına göre; Mall of America, tüketici deneyimini geliştirmenin önemli olduğunu kabul etmekte ve sürekli değişen perakende sektöründe başarılı olabilmek adına mağazayı desteklemektedir. Modern Retail Collective'in markalara yeni teknolojiyi test edebilmeleri ve hangi konuda yanıldıklarını keşfedebilmeleri için esnek bir ortam sunduğunu da açıklamasına eklemektedir.

Modern Retail Collective şimdilik 4 marka ile çalışmaktadır: Elevé Cosmetics, Kendra Scott, ThirdLove, type:A Deodorant

Girişimin teknoloji tarafında ise Microsoft, Flexa, Square gibi firmalarla ortaklıkları bulunmaktadır.

Asya'nın tedarikçi ülkelerinden Vietnam'ın hazırgiyim ve ayakkabı ihracatı bu yıl artmaya devam etmektedir.

Bu yılın ilk 8 aylık döneminde Vietnam'ın tekstil ve hazırgiyim toplam ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre % 10,2 artışla 21,8 milyar dolara yükselmiş bulunmaktadır.

Bu dönemde Vietnam'ın en önemli pazarı ABD olup, bu pazara % 9,3 artışla 9,95 milyar dolar tekstil ve hazırgiyim ürünü ihraç edilmiştir.

ABD'nin ardından AB pazarı gelmekte olup, bu dönemde bu pazara % 4,9 oranında artışla 2,9 milyar dolarlık ihracat yapılmıştır.

AB'ni bu dönemde Japonya pazarı takip etmektedir. Japonya'ya bu dönemde % 3,4 artışla 2,6 milyar dolar değerinde tekstil ve hazırgiyim ihracatı gerçekleştirilmiştir.

Geçtiğimiz günlerde ABD, zorla işçi çalıştırma ile üretilen malların 5 ülkeden ithalatını durdurmuştur ve ülkeye girişi engellenen ürünler arasında Çin'de üretilen giysiler de yer almaktadır.

ABD Gümrük ve Sınır Koruma (CBP) vekili Mark Morgan: “CBP'nin misyonunun büyük bir kısmı meşru ticareti ve seyahati kolaylaştırmaktır. Eğer bir ürünün zorla işçi çalıştırma kullanılarak üretildiğinden şüphelenirsek, o ürünü ABD raflarından çekeriz. Çıkarmış olduğumuz beş stopaj emri de bunu göstermektedir.”

Çin'deki giyim üreticisi olan Hetian Taida Apparel Co. tarafından yapılan giysilere ek olarak, Malezya'dan tek kullanımlık lastik eldivenler; Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden altın; Zimbabwe'den elmaslar ve Brezilya'dan kemik kömürü gibi ürünlere de el konulmuştur.

2016 ABD yasalarına göre; tamamen veya kısmen zorla çalıştırma, mahkûm işgücü, ödünç işçilik ve/veya çocuk işçi içeren yollarla yapılan malları ithal etmek yasadışıdır. CBP'ye göre yeterli bilgi mevcut olduğunda, CBP bu yollardan birini içerdiğinden şüphelendiği malları stopaj emri ile engelleyebilmektedir. Böyle durumlarda ithalatçıların tutulan malları ihraç etme veya malların “forced labor” kullanmadan üretildiğini gösteren bilgileri gönderme seçenekleri mevcuttur.

Thomas Reuters Vakfı tarafından Nisan ayında yayınlanan bir raporda, şüpheli ithalatı yasaklayan yasa kabul edildiğinden bu yana yalnızca 6,3 milyon dolarlık malın engellendiği ortaya çıkmıştır. 2016'dan bu son eyleme kadar ise sadece yedi engelleme kararı çıkmıştır.

CBP, zorla çalıştırma ile yapılan ürünlerin ABD pazarlarına girmesinin tespit edilmesi ve önlenmesi hususlarında kesin kararlıdır. CBP Ticaret Ofisi CEO'su Brenda Smith: “Bu üreticilerin araştırılması için harcanan çaba, CBP'nin bu konudaki öncelikli dikkatini vurgulamaktadır…Ajansımız, küresel tedarik zincirlerinde zorunlu çalışma hakkında araştırma yapmak ve bilgi toplamak için perde arkasında yorulmadan çalışıyor.” demiştir.

Uluslararası Çalışma Örgütü'ne göre, dünya çapında yaklaşık 24,9 milyon insan modern kölelik koşullarına mahkûm edilmiştir ve bu sayının dörtte biri çocuktur.